Prof. Dr. Naci Görür, FOX TV’de yaptığı açıklamada Yedisu fayına dikkat çekerken “Endişe ettiğimiz yerler var” diyerek sarsıntı ihtarını yineledi.
Görür’ün açıklamaları şöyle:
”Çorum tam Kuzey Anadolu fay sınırının üzerinde. Bu neslin tamamı, Türkiye’nin tamamı, hatta dünyanın en faal büyük sarsıntılar oluşturabilen jenerasyonu içerisinde. Bu nesil aşağı üst Bingöl-Karlıova’dan çok büyük ölçüde Marmara Denizi’ne kadar gücünü tüketti. Büyük sarsıntı üretme gücünü boşalttı.
Şimdi Marmara’yı bekliyoruz. Bir de Erzincan ile Karlıova ortasındaki bu bölümü bekliyoruz. Burada Pülümür’ün olduğu yer aşağı üst 7.4 büyüklüğünde tahminen sarsıntı olabilir. Yedisu fayı üzerinde. Bunu esasen daima söylüyoruz.
Tunceli-Pülümür 7.4 büyüklüğünde sarsıntı olabilir. Burada en son sarsıntı 1794’te. Hasebiyle oldukça vakit geçti. Erzincan zelzelesi buraya muhtemelen güç de transfer etmiş olabilir. Bu Doğu Anadolu fayındaki hareketler de belirli ölçüde burayı biraz etkilemiş olabilir. Tasa ettiğimiz yerlerden biri bu.”
Deprem bir beka sorunudur
”Hatalı kentler inşa etmenin en hoş örneği bizim bu zelzele bölgeleri. Bunu bütün dünya ders kitabı üzere okuyabilir. Bunların hiçbiri yazgı değil. Bunları her biri burada bu inşayı, bu yapıyı yaparsanız günün birinde sarsıntı sizi vurabilir. Bunu her yer bilimci burayı gezenler bunu her an söyleyebilirlerdi.
Umarım 6 Şubat gerçek bir milat olur. Bu gerçek bir beka sıkıntısıdır. Şayet olmazsa samimi söylüyorum Türkiye Cumhuriyeti özgür ve bağımsız olarak geleceği olmayan bir devlet durumuna düşer. Şayet durduramazsan bitersin, özgürlüğünü de bağımsızlığına da kaybedersin.”
Naci Görür, Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli’nin birinci toplantısına davet edildiğini de belirterek, şunları söyledi:
”Evvelsi gün gece 00.20’de, dün de öğlenden sonra Cumhurbaşkanlığı Özel Kalemi’nden arandık. Davet edildiğimiz söylenildi. Bizim icap edip etmeyeceğimiz soruldu. Biz devlet liderimizden milletimizin can güvenliğini ilgilendiren bir mevzuda şayet karınca kararınca yapacağımız en ufak katkı varsa emre amade olduğumuzu, sarsıntının siyaset üstü bir mevzu olduğunu, parti üstü bir mevzu olduğunu tabir ederek zevkle, halkımız için yapabileceğimiz, önerebileceğimiz bir şey varsa koşa koşa geleceğimiz arz ettik”.