Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) tarafından 15 yaş kümesindeki öğrencilerin kazandıkları bilgi ve marifetleri pahalandıran ve üç yılda bir yapılan milletlerarası araştırma programı olan Milletlerarası Öğrenci Kıymetlendirme Programı (PISA) araştırması, 15 yaş kümesinde örgün eğitime devam eden öğrencilerin matematik ve fen okuryazarlığı ile okuma hünerlerini pahalandırmak ve ülkeleri karşılaştırabilmek için yapılıyor. 81 ülkenin katıldığı PISA 2022 araştırması Türkiye’de 19 Nisan-13 Mayıs 2022 tarihlerinde 60 vilayetten 196 okul ve 7 bin 250 öğrencinin iştirakiyle bilgisayar tabanlı olarak gerçekleştirilmişti. PISA 2022 raporundaki bilgilerden yola çıkılarak geçtiğimiz günlerde ‘Hayat Uzunluğu Öğrenme Stratejileri ve Tutumları’ başlıklı siyaset dokümanı yayınlandı. PISA 2022 sonuçlarının akabinde yayınlanan 5 ciltlik raporların sonuncusu olduğu belirtilen bu raporda, çağdaş eğitimin en kritik istikametlerinden biri olan öğrencilerin ömür uzunluğu öğrenmeye hazır olma durumu değerlendirildi. Evrakta; öğrenci öğrenme stratejileri, motivasyonları ve öz-yeterliliklerinin hayat uzunluğu öğrenme açısından kıymeti incelendi. Ayrıyeten sosyo-ekonomik geçmiş, cinsiyet ve ebeveyn ile öğretmen desteği gibi faktörlerin bu süreci nasıl şekillendirdiği ele alındı.
ELEŞTİREL DÜŞÜNMEDE ÖNE ÇIKTILAR
Raporda öğrencilerin, temel öğrenme stratejilerini nasıl kullandıklarına bakıldı. Türkiye’deki öğrenciler, öteki OECD ülkelerine kıyasla çalışmalarını yüzde 66,4 oranında denetim etmeyi önemserken, OECD ülkelerinde bu oran yüzde 64,2 oldu. Eleştirel düşünme başlığında da Türkiye’deki öğrenciler öne çıktı. Fakat öğrenciler, bilhassa matematik dersinde anlamadıkları yerleri sorma ve geliştirme noktasında OECD ülkelerinin gerisinde kaldı.
MATEMATİKTE MUVAFFAKİYET İÇİN ÇALIŞMAK GEREKLİ
Diğer yandan raporda, öğrencilerin öğrenme motivasyonuna da odaklanıldı. Türkiye’deki öğrenciler okulda yeni bilgiler öğrenmekten yüzde 70,7 oranında hoşlandığını belirtti. Başka OECD ülkelerindeki öğrenciler için bu oran 50,1 olarak ölçüldü. Ayrıyeten Türkiye’deki öğrenciler, başka OECD ülkelerine kıyasla matematik dersinde çalışılarak başarılı olabileceğini de düşünüyor. Fakat şiddetli okul çalışmalarını sevme, okulda öğrendiklerinin günlük hayatlarına katkı sağladığına inanma ve matematik dersinde başarılı olma isteği bahislerinde Türkiye, OECD ülkelerini geçemedi.
EBEVEYNLERİN BAĞLANTISI HAYATİ DEĞER TAŞIYOR
Ayrıca rapor, çocuklarıyla sık sık irtibat kuran ebeveynlerin fark yarattıklarını da ortaya koydu. Buna nazaran, öğrenciler ve ebeveynler ortasındaki günlük aktivitelerdeki etkileşimler, örneğin birlikte yemek yemek yahut sohbet etmek üzere mevzular hayati değer taşıyor. PISA dataları, ebeveynleriyle sıradan günlük etkileşimleri olan öğrencilerin, olmayanlara nazaran matematik öğrenmelerinin daha olumlu ilerlediğini gösteriyor. Okul yahut öğrenmeyle ilgili konuşmalar da değerli lakin ebeveyn iştirakinin öğrencilerin öğrenmeyle ilgisini desteklemek için içerik odaklı olması gerekmiyor. Yani ebeveynler, çocuklarıyla okul dışı bahisler hakkında sohbet ederek de onların başarılı olmasına katkı sağlayabiliyor.